Evet sen ona gideceksin o sana gelmez. Gelmez çünkü senin var oluşun ,  senin sen benim ben oluşumun sebebi, sahibi o. O ki her şeyin  her nesnenin dünya ve atmosferdeki her oluşumun. Senin benim hayalimizin ufkumuzun ye gane sahibi o.  

Sen ve ben o bu ,  şu, onlar şunlar her canlı istesek de istemesek de onun eseriyiz. Kabul etmeyebilirsin inkar edebilirsin unutma ki bu özgür irade de hür oluşun da onun eseridir. Seni sana bırakan seni beni özgür bırakan o.

Sana bana her canlı ya monta edilen bir şeyler var. Her biri bir birinden farklı ve değişik.  İşte bu noktada senin marifetlerin gerekli , senin birşeyleri analiz etmen araştırman bulman gerekli.  Hani aklımız ile öğünürüz ya . Berber ile müşterisinin hikayesi gibi. Hatırlayalım

  Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal traşı olmak için berbere gitti.
Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar.
Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı…
...
Berber: ” Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah’ın varlığına inanmıyorum.”

Adam: ” Peki neden böyle diyorsun?”

Berber: ”Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu,
terkedilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı, kimseye acı çektirmez, birbirini üzmezdi.”

Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi.
Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı.
Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü.
Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki traş olmayalı uzun süre geçmişti.
Adam berberin dükkanına geri döndü.

Adam: ” Biliyor musun ne var, bence berber diye birşey yok”

Berber: ” Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim.”

Adam: ” Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı.”

Berber: ” Hımmm… Berber diye birşey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?”

Adam: ” Kesinlikle doğru! Püf noktası da bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa,bu gitmeyenlerin tercihi.
İşte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!”

İŞTE EN GÜZEL ÖRNEK DEĞİL Mİ.

BİZ İSTERSEK ONA ÇOK KOLAY GİDEBİLİRİZ. TABİ Kİ ÖNCE İSTEMEK , SONRA DA TATBİK ETMEK LAZIM.

Muzaffer Kolukısaoğlu